Serica Restaurant’ın hikayesi, binlerce yıl önce Tanrı Dağları’ndan İstanbul’a dek uzanan İpek Yolu’ndan ilham alıyor.
Göçebe Türk uygarlıklarının kültürünü günümüze taşıyan İpek Yolu’nun gastronomik mirası benzersiz bir zenginlik sunuyor. Bu mirasta binlerce yıldır yaşayan geleneksel tarifler de var, farklı muhafaza metotları ve pişirme teknikleri de… İpek Yolu’ndan İstanbul’a taşınan hamur işleri, ekmekler, kebaplar, fermente ürünler ve çok daha fazlası, önce saraylara ulaşıyor; ardından Eminönü Limanı’ndan batıya yayılıyor. Bugün Türk mutfağının en bilinen ve sevilen yemeklerinin köklerinde bu gastronomi yolculuğunun izleri var. İşte, Serica Restaurant bu zengin mirası sahipleniyor ve yaşatıyor.
Ünlü şef Tolga Atalay’ın İpek Yolu’nun dünya gastronomisine hediye ettiği lezzetleri bir araya getirmesiyle oluşan Serica’nın menüsünde gastronomi tarihçisi Özge Samancı’nın da büyük katkısı var. Menüyü oluşturan reçetelerin her detayı, bu gastronomi mirasının izlerini, kokusunu ve rengini içinde barındırıyor.
Serica; tarihe yön veren bu rotanın yansıttığı duyguları ve lezzetleri, bambaşka bir tasarım anlayışı ile sunuyor. Kokoreç, kımız, safran ve kefir gibi geçmişten ve gerçek Türk kültüründen gelen malzemeler, mevsimlerin ruhunu yansıtacak şekilde yorumlanıyor. Özgün lezzetlerin ve gastronomi kültürünün aslını korumaya odaklanan Serica mutfak ekibi, İpek Yolu mirasının yeniden hayat bulması için incelikle ve ustalıkla çalışıyor.
Siz de Serica’nın İpekyolu’ndan ilham alan yemeklerini; ahşap, bakır ve mermer gibi doğal materyallerle gastronomik konsept ile büyük uyum içerisinde olan ortamda tadabilirsiniz. Üstelik, bu eşsiz lezzet deneyimine Tarihi Yarımada’nın nefes kesici manzaraları eşlik ediyor.